
Hakikat-sonrası tanımını oturtan kişi Amerikan yazar Ralph Keyes. 2004’te yayımladığı kitabına bu ismi vermişti: The Post -Truth Era: Dishonesty and Deception in Contemporary Life.
2017’de Delidolu Yayınları tarafından Türkçe’de de yayımlandı kitap. ‘Hakikat Sonrası Çağ – Günümüz Dünyasında Yalancılık ve Aldatma’ ismiyle (Çeviren: Deniz Özçetin).
Keyes’in kitabı bugüne dair bence en büyük etik meseleyi enine boyuna tartışıyor. Ne kadar doğru söylüyoruz? Ya da ne kadar yalan söylüyoruz? Yıl itibariyle on yedi yaşında bir kitap olmasına rağmen hiç eskimeyecek bir konu. Okuyun, derim.
Bana en mühim gelen kısmı şuraya not düşeyim. Bugünün Türkiye’sini bir çırpıda özetliyor:
“Sonuçta başarısızlık da bir geri bildirim şeklidir. Başarısızlıkların üstü örtülüp başarı gibi gösterildikleri zaman, örgütler düzeltme yapmak için gerekli olan geribildirimden mahrum kalırlar. Sorunlar sonsuza dek yalanların arkasına gizlenemez. Sakladıkları gerçek bir kez ortaya çıktıktan sonra, düzeltmelerin yapılması çok daha uzun sürer.”
En uçtan vereyim örneği: Başarısızlık hakkında konuşmak bir yana, başarısızlıktan dolayı istifa bile edilemeyen bir ülkedeyiz. Başka başka sebeplerden dolayı görevden af istenen ve bu isteğin takdir edildiği (ya da edilmediği) bir ülkedeyiz.
Hiçbir geribildirimimiz yok. Hiçbir ölçümüz yok artık.