
Bu hafta sonu Hollanda’da Ajax-PSV maçı vardı. “Ligin kaderini belirleyen maçlardan” denir ya, işte öyle bir maç. Zaten maçın kaderini de taca çıkıp çıkmadığı çok tartışılan bir top belirledi. Hakem düdük çalmayınca akan oyunda Ajax gol attı ve PSV’liler de hakeme koştu.
Nihayetinde VAR’a gidildi. Ne olup bittiğine video asistan hakemin karar vermesi beklendi.
Karara göre pozisyon temizdi. Neticede gol verildi. Ajax bu kritik golle maçı kazandı.
Sonra ne oldu?
Hollanda’da her maçtan sonra olduğu gibi hakem çıktı kararını neden o şekilde verdiğini açıkladı.
Kararı zaten VAR desteğiyle vermişti. Peki VAR ona nasıl destek vermişti?
Bu bir sır değil. VAR sistemindeki hakemlerin o sırada pozisyonu nasıl inceledikleri canlı yayında ekrana getiriliyor. Hakemlerin arasındaki konuşmaların kaydı da ayrıca yayımlanıyor. Her şey şeffaf.
Hakemin veremeyeceği bir hesap yok. Veriyor da zaten. Kendini, kararını anlatıyor.
Bize gelelim… Hakemler maçtan sonra konuşmuyor. VAR’da neler yaşanıyor bilmiyoruz. Hakemlerin aralarındaki konuşmaları bilmiyoruz. Kimse hesap vermiyor. Haklıysa da vermiyor, haksızsa da vermiyor. Kaos hakim oluyor.
Neden? Bunları bilsek ne olur? O zaman hesap verilmiş olur. Hesap verilince de işler ipleri elinde tutanın istediği gibi gitmeyebilir. Hesap verilmemesine o kadar alıştık ki, şu kadar basit ve ortada bir meselede bile hesabı talep etmiyoruz artık.
Kimse hesap vermiyor. Türkiye’nin son döneminin, AKP döneminin bir şifresi varsa işte bu:
Kimse hesap vermiyor.