geleceğin rotası

Son birkaç post’ta biraz girmeye çalıştım; bugünün dünyasını anlamak için bakmak gereken yerlerden biri, şirketlerin devletleşme ve bağımsızlaşma eğilimi. Apple, Google, Space X-Tesla, Microsoft gibi şirketler, mali potansiyelleri ve dünyadaki değişimi etkileme-tetikleme kapasiteleri ile “güç” olarak şu anda sadece belli başlı birkaç devletin altındalar. O birkaç devlete de bağımlı görünmüyorlar.

İşte iki taze örnek. Yukarıdaki, gazeteci Burak Kuru’nun Oksijen Gazetesi için hazırladığı günlük bültenden… Aşağıdaki ise Belçika gazetesi De Standaard’tan; gazete tam sayfa haberinde Starlink uyduları yüzünden Ukrayna ile Elon Musk’ın arasının bozulduğunu yazıyor. Kiev, Rus askerlerin cephede Musk’ın sahibi olduğu Starlink uydularından faydalandığını söylüyor. Musk da bu arada ABD’nin Ukrayna’ya daha fazla silah yardımı yapmaması gerektiğini anlatıyor. Tuhaf ve benzersiz bir güç düellosu.

Burak Kuru’nun notları daha da ilginç… OpenAI’nın sahibi Sam Altman, Birleşik Arap Emirlikleri’ni bir test sahası olarak gösteriyor. Google ise tüm Avrupa için eğitim planlıyor. İkisinde de esas özne şirketler; ülkeler, hatta kıtalar edilgen. Hatta tabii konumdalar…

Geleceğin rotası buralarda çiziliyor.

kantosuz dünyanın kantocusu

Biz bu gazeteleri okur olarak niye okuyoruz, gazeteciler olarak niye yapıyoruz?

Türkiye’nin en “cins” insanlarından birinin ölümünü ilk sayfadan duyurmayacaksa, bir hatıra niyetine fotoğrafını basmayacaksa gazeteler neden var?

Nurhan Damcıoğlu da aramızdan ayrıldı. Evet, Türkiye’nin ilginç ve cins şahsiyetlerindendi. Sesi, dansı, yorumu, kahkahası kendine özgüydü. Kantosuz bir dünyada hâlâ kantocuydu. Hepimizin tanıdığı, bildiği, kültür hayatında, hayatımızda bir yere yerleştirdiği biriydi.

Biriydi. Hayatlarımızdan geçip giden biriydi.

Yeni kuşak bilmez, bilse belki benimser belki benimsemez ama kimse Damcıoğlu’nun değerini tartışmaz. Beri yandan, bugünün gazetecileri çoğunluk onu bilir, kolektif hafızada o da yer alır. Ölmüş olmasının değil sadece, bu hayatı burada böyle yaşamış olmasının da bir haber değeri vardır. Söylemeye gerek yok ya, ön sayfada bir fotoğrafçık olsun konulacak bir değerdir bu. Bir gazetenin temel işi herkesin yarın unutacağı haberler yapmak değil, ülkesinin hafızasını korumaktır.

Hakikaten bu da olmayacaksa, gazeteler neden var?