Yine muazzam etkide bir Donald Trump fotoğrafı… “Hele bir daha başa geçersem ABD’yi NATO’dan çıkartabilirim” dediği bugünlerde ve yeniden başa geçme ihtimali sahiden kuvvetliyken.
New York Times’dan Doug Mills, Brüksel’deki 2018’deki NATO Zirvesi’nde çekmiş. Bir insanın gölgesi bu kadar mı tanıdık olur? İkonik.
Donald Trump, Cumhuriyetçilerin ön seçimlerinin New Hampshire’daki ikinci ayağını da kazandı ve bu sene başkan adayı olmak için önündeki bir engeli daha aştı. Artık gidişatı “yeniden” değiştirme emellerine çok daha yakın.
Söyleyecek çok şey var, dünyayı bekleyen epey gelişme var; tarihçi Robert Kagan’ın kehanetiyle başlayalım:
“ABD’de diktatörlüğe giden yol gün geçtikçe kısalıyor.”
Bu diktatörlük lafı, biraz da öcü misali çok fazla ve çok kolay sarf ediliyor. En azından ilk dönemde böyleydi. Bu söylemler, bugünlerden itibaren yeniden dolaşıma girecek. Ben siyasi müktesebata sahip olmayan Trump’ın tek adam rejimine ciddi bir özlem duyduğunu zannetmiyorum. Onda başka bir tür delilik var. Demir yumrukla değil ama pervasızlığıyla ülkesini de dünyayı da yakabilir. “Eh, Joe Biden’dan farkı ne” diyenler de çıkacaktır. Gazze’yi düşününce buna cevap vermek gerçekten zor.
PS: Resim, Anthony Gerace’in Washington Post için yaptığı illüstrasyon.
Ne olursan ol, rezil olmuyorsun. Bu çağa dair en hazzetmediğim meselelerden biri işte bu: Rezil olmadığın gibi, vezir de oluyorsun. Belki iki defa.
Dünyayı yok yere oyalayan Trump’ın, tüm rezilliklerine rağmen, yeniden iktidar olma olasılığı yüksek. The Atlantic “amanın” diye yayına başladı bile.. Belli ki yine türlü soytarılıkla uğraşacağız.
Eskiden de böyleydi muhakkak. İmparatorlar, krallar, vezirler; en rezil biçimlerde insanların hayatlarına hâkim oluyorlardı. Ama işte krallık deniyordu, derebeylik deniyordu, Ortaçağ deniyordu.
Red Kit hikâyelerinde katran ve tüye bulanıp kasabadan dehlenen şarlatanları andırıyordu. Ama yine de kendi yandaşlarını inandırabiliyordu. Her şeye rağmen. Seçim kaybetmesine rağmen…
Öyle görünüyor ki bu inanç bitti. Ara seçimlerle birlikte Trump’ın Amerikan sağ siyasetindeki ağırlığı epey azaldı. Halbuki daha birkaç gün önceye dek ‘Kralın Dönüşü’ konuşuluyordu. Trump’ın desteklediği adaylar -ki çoğunun ortak noktası Demokratların, 2022’yi çaldığını söylemekti- seçimleri silip süpürecek, kendisi de ABD’yi boydan boya kaplayan ‘Kırmızı Dalga’nın üzerinde yükselerek birkaç gün içinde 2024 için adaylığını açıklayacaktı.
Doğrusu ben de inanmıştım. ABD’de makul yorumlar yapan hemen herkes bu yönde konuşuyordu zira.
Herkes yanıldı. Büyük beklentilerinin çok azını karşılayabildikleri için ‘mağlup sayılır bu yolda galip’ gibi takılan Cumhuriyetçiler, şimdi Trump’ın etlerini didik didik etmekle meşgul. Bıçaklarını arkasında saklayanlar taarruza geçti; gömmüş olanlar gidip çıkardı. Demokratların yıllardır yapamadığını kendileri yapacak; Trump’ı tahtından alaşağı edecek. Belki.
Belki… Çünkü artık hiç kimse hiçbir konuda kesin konuşamıyor. Çünkü Trump hâlâ çok güçlü. Güç kaybediyor ama en güçlü Cumhuriyetçi’den de daha güçlü. Hâlâ. Tabanı var, medyası var, sosyal medyası var. (Amerikan sağı hakkında bir kitabı da olan Matthew Continetti’nin yazısı bir fikir verebilir: Hem Trump’ı devre dışı bırakma girişimleri hem de onun mevcut gücü hakkında.)
Ama şu var: Brezilya’da Bolsonaro’nun düşüşünde, ABD’de Trump’ın girmediği seçimi kaybetmesinde, kafası aynı yönde çalışan diğer popülist liderler için çok dersler var. Rakibinden korktuğun kadar yanında görünenden de korkacaksın.
En fenası kendi yandaşların tarafından tefe koyulmak. En kesin mağlubiyet öyle geliyor.
El Pais’in manşetinde bir fotoğraf. Amerikan Ulusal Silah Derneği yıllık olağan toplantısını gerçekleştirmiş. Houston, Texas’ta. 19 çocuk ve iki yetişkinin kurban gittiği silahlı saldırıdan hemen sonra. Dünyanın en güçlü derneklerinden biri bu Ulusal Silah Derneği. 5 milyon üyesi var. Bu yılın konuşmacılarının arasında da eski başkan Trump’a yer vermişler. “Kötü insanların silahla başkalarına zarar vermemesi için iyi insanların silahlanması gerek” diye yumurtlayıvermiş yine bu sersem siyasetçi. İnanılmaz bir açı.
Bir de içler acısı New York Times manşeti… Eli silahlı, legal kolluk gücünün, içeriden gelen telefon mesajlarına rağmen dakikalarca müdahale etmediğini belgeliyor. Beklemiş polis.
Çok zor bir dünya bu. Daha kolay olabilirdi. Ama onu zorlaştıranlar teveccüh görüyor.